Sayfalar

26 Aralık 2010 Pazar

Altı dişli,emekleyen melek...

Egem emekliyor... Artık salonun dışına doğru yol almaya başladı. Tabii ki önce salondaki çekmeceleri bi oynuyor, sıkılınca da salonun kapısında bıraktığım terliğime doğru yol alıyor... Anlamadım ki, terliklerde ne buluyor? Çekmeceler ve dolaplar onun için tehlikeli olmaya başladı. Güvenlik kilidi alacağız ama burda Christmas tatili olduğu için her yer 3 gündür kapalı. Yarın alışveriş merkezleri açılınca, ilk iş gidip çekmece ve dolap kilidi almak.
Geçtiğimiz salı günü karma aşısı yapıldı. Doktor kontrolde 6 tane dişi var dedi. Biz o ana kadar 4 sanıyorduk, meğer üst kesicilerden diğer ikisi de çıkmaya başlamış. Aslında karma aşı 6. ay bitince olur ama bizimki hastalanmıştı o dönemde, ertelendi... Ertelendiği tarihe 3 gün kala bir daha hastalandı, bir daha ertelendi... Az kalsın doktor bu seferde erteleyecekti, kan tahlil sonuçlarından sonraya. Ama karmayı yapalım ama pnömokok aşısını yılbaşından sonra dedi ...İnşallah o zamana kadar bi daha hasta olmaz kuzum!!!

23 Aralık 2010 Perşembe

İlk konuşma denemeleri

Egem sekizci ayını bitirmiş artık yaşına doğru yavaş yavaş yaklaşırken, en çok merak ettiğim soru ne zaman tam olarak emekliyeceğiydi. Ta ki dün akşam başladığı konuşma denemelerine kadar. Yerde emeklemeye çalışmasını izlerken bir anda kendi kendine söylendiğini duydum. Bu söylenme her ne kadar daha çok "baba" ya benzese de kıskançlığımdan duymazlıktan geldim. Tabi babasının akşam eve glemesi ile "bu çocuk baba mı diyor?" soru üzerine durumu daha fazla gizleyemedim. Evet Egecik ilk defa (her ne kadar net olmasa da) "baba" demişti. 

13 Eylül 2010 Pazartesi

Oğlum büyüyor...


  Oğluşum 5.ayını bitirdi...Artık ayaklarını kendine doğru çekerek parmaklarını emiyor veya patiğindeki oyuncakları oynuyor...Doktor öneri ile haşlanmış havuç ve patates püresi vermeye başladk kuzuma...Tadı değişik geldiği için olsa gerek pek bi iştahla yiyiyor püreleri...İnşallah hep böyle iştahlı olursun oğluşum...

3 Ağustos 2010 Salı

Mazuri kaçamağı

Varşova'nın nemli havası 30 derecenin üzerindeki scakla da birleşince evde durulamaz hale gelmişti. Biz de Polonya'nın kuzey doğusundaki göller bölgesi olan Mazuri'de kısa bir kaçamak yapmaya karar verdik.
    Orada göl kenarında bir otelde kalacaktık, oğluşum da temiz hava alacaktı...giderken herşey yolundaydı, kuzum mışıl mışıl uyudu araba koltuğunda...Ama o akşam uyumakta baya zorlandı, ertesi günü de sürekli mızldanıp ağlayıp durdu...acaba çocuğu hasta mı ettik diye çok korktuk başta, ama baktık hasta falan değil bizimki, kucağa alınınca susuyor..O gün nasıl gezdik hiç aklım ermedi...Dönüş yolunda hele Ege iyice çığrından çıktı,en son ' bir daha çocukla tatil mi ASLA !!! ' diye Çağdaş 'a söylendiğimi hatırlıyorum...Cinnet geçirmeme az kalmıştı :))  Eve gelince bizim yaramazı yatağına koyduk,bir de ne görelim : açmış kollarını bacaklarını  yanlara doğru mışıl mışıl uyuyor...
     Anladık ki, bizimki gece kendi yatağında rahat rahat uyuyamadığı için ertesi günü ortalığı yıkmış...Bakalım bir daha ki tatilimiz nasıl olacak? Olmadı kuzumun yatağını da taşıyacağız artık napalım !!!!

8 Haziran 2010 Salı

Yaz Tatili Bursa Ayağı



Bursa'da bebek mevlütü yapılırmış, bebek kırklıyken... Bizimki doğalı 40 günü çoktan geçmiş olsa da babaannesi ve dedesi Ege için bebek mevlütü yaptılar. Bize de süslenip boy göstermek kaldı :))


     Dedesi ve babaannesiyle Ege... İlk torun olunca, heyecanı da başka oluyor tabii :)) 


  Gamze (halası) ve ben... Bebek mevlütü deyince kuaför bizi bir alladı,bir pulladı: güzel girdik, çirkin çıktık yine :)) Eve gelince bir de o boyaları silmekle uğraştık, neyse ki yüzümüz gözümüz ortaya çıktı...



    Oğluşum pek bi ciddiydi o zamanlar... Ağır abi :))


Halaya dil çıkmaz oğlum, çok ayıp !!!,


    İbrahim (dayısı) ve Çağrı (amcası) ile ayrılık vakti...

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Yaz Tatili Antalya ayağı



    Cemalettin dayımın ninnisi eşliğinde kuzum uyuyor...


    Babam Ege 'ye ıslık çalmasını öğretiyor ...:))

Ege halasının evinde ve onun kollarında çok mutlu... 


   Annemlerdeki yatağı ve Ege...

    Heryere araba koltuğuyla gidiyor paşa...Gerçi arada kemerlerden sıkılıp  bağırdığı çok oldu, ama güvenlikten ödün vermedik ...


   Atatürk parkında dedesi ve anneannesiyle...

Atatürk parkında Seydi dayım, Rabia yengem ve kuzenim Tuğba...Yengem yakında 3 torun sahibi olacağı için alıştırma yapıyor :))


 Ege annesiyle birlikte denize girdi...Sudan çıktığı için mızıldanıyor..Her ne kadar 50 faktörlük güneş kremi sürsek de , daha küçük olduğu için güneş çarpar diye korktum..




Isparta ' da pikniğe gittik ama bir yağmur başladı ki seller aktı...Ege 'yi üşütmeyelim diye sardık sarmaladık...Ege dışında herkes ıslandı :))

13 Mayıs 2010 Perşembe

Tatile az kaldı...


  Egem bir ayda baya bi toparlandı, artık bu oyuncağına koyunca içinde kaybolmuyordu :))  Ama kuzum halen onun ne işe yaradığının farkında değildi...Biz de acemi olduğumuz için, henüz erken olduğunun farkında değilmişiz :))

   Canım arkadaşlarım Betül,Mine ve kızı Neris ,bana geçmiş olsuna,Ege ' ye iyi ki doğdun demeye geldiler...
   


Bursaspor şampiyon oldu,babası da Ege 'yi  Teksas'lı yaptı...

                                                   

        Günler çabucacık geçti ve Türkiye ' ye tatile gitme vakti geldi. Annem ve ben,tabii ki bi de Ege 19 Mayıs günü Antalya ' ya uçtuk.   Ben çok endişeliydim,çünkü bu Ege ' nin ilk uçuşu olacaktı ve ya sürekli ağlarsa ben ne yapacaktım...Neyse ki korktuğum olmadı,kuzum yol boyunca uyudu, o gürültüye rağmen  ...       

26 Nisan 2010 Pazartesi

Dünya gözüyle Ege'nin ilk gezmeleri...

Kuzum daha 10 günlükken...Yavrucak o oyuncaktan ne anlasın,biz de hevesle oturttuk...Ne kadar küçükmüşsün bitanem, ve ne kadar çirkin :))  Oysaki bize çok çok güzel gözüküyordun...
    Kuzucuk 12 günlükken gezmeye, Lazienki Park a gittik...Ben evde durmaktan çok sıkılmıştım, annemin daha kırkınız çıkmadı demesine rağmen hazırlanıp yola düştüm...Egem ise hiç rahat gezdirmedi,sürekli ağladı durdu...Polonyalı sessiz sessiz duran bebekleri gördükçe, bizimki neden durmuyo diye sordum durdum...Cevap belliydi,bizimkinin kanı has be has Türk kanıydı...
 Lazienki parkta  mutlu ve acemi aile...


      Egem 2 haftalıkken,Wilanow sarayının bahçesinde...

14 Nisan 2010 Çarşamba

Kuzumun aramıza katılışı...

Annem ve ben kuzuma hayran hayran bakıyoruz...


Sağ tarafta; babam, aşkım, annem, beni doğumda yalnız bırakmayan canım arkadaşım Mine ve eşi Taner abi...










Aslında oğlumun yakasına bir tane nazar boncuğu iliştirmiştim ama hemşire "Bu da ne? Bu çocuğa zarar verir!" diyerek çıkarmıştı.

4 Nisan 2010 Pazar

Sezeryana 10 gün kala

 
Oğlumuzun başı yukarda olduğundan doğumun sezeryanla olacağı kesinleşmişti. Böyle olunca bizim içinde bir nevi geri sayım başlamış oldu. Doktorumuzun verdiği sezeryan tarihine 10 gün kala biz de hem temiz hava almak hem de stres atmak için Varşova'ya 30 km uzaklıktaki Nieporet gölüne pikniğe gittik. Dönmemekte ısrar eden inatçı oğlum ise oksijeni alıp köfteleri yiyince tekmeleri arttırdı.